OBEZİTE CERRAHİSİ

AMELİYAT ÖNCESİ SÜREÇ

Obezite Cerrahisi nedir? Hangi amaçla yapılır?

Obezite Cerrahisi, diğer adıyla Kilo Verme Cerrahisi veya Bariatrik Cerrahi, obezite hastalarının kilo vermesine yardımcı olmayı amaçlayan bir grup cerrahi işleme verilen ortak isimdir. Bu cerrahi prosedürler, ileri obezitenin yaşamı tehdit eden komplikasyonlarının önlenmesindeki en etkili tedaviler arasında yer almaktadır. 

İnsan vücudu ulaştığı yüksek kilosunu belli bir aşamada "normal" olarak kaydeder ve kilo verilmesi durumunda o ağırlığa geri dönmek için kendini programlar. Dolayısıyla uzun süre obez kalan kişilerde diyet ve egzersiz yoluyla ulaşılan kilo kayıpları uzun süre korunamaz.  İşte bu noktada Obezite Cerrahisi vücudun besinleri yönetme şeklini değiştirerek sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikler ile ulaşılan kilo kaybının kalıcı olmasına olanak sağlar.

Kimlere uygulanır? Obezite Cerrahisi benim için uygun bir seçenek mi?

Obezite Cerrahisinin kişide uygunluğunun belirlenmesinde kullanılan en önemli ölçüt, vücuttaki yağ oranı ile direkt ilişkili olan, Vücut Kitle İndeksi’dir. (VKİ: kilo (kg) / boy 2 (metre)).

Bu kritere göre;

  • VKİ 40’ ın üzerinde olan hastalar (sınıf III obezite)
  • VKİ 35-40 arasında olup (sınıf II obezite) ayrıca hipertansiyon, tip 2 diyabet, obstruktif uyku apnesi, kalp rahatsızlığı, karaciğer yağlanması, osteoartrit gibi obezite ile ilişkili ek komplikasyonlara sahip olan hastalar obezite cerrahisi için uygun adaylardır.

Bu hastaların ilaç, diyet ve egzersiz tedavileri gibi obezitenin cerrahi olmayan diğer tedavi yöntemlerinden yeterli cevabı alamamış olması da aranan kriterler arasında yer almaktadır.

18 yaş altı genç obezlerde ise kriterler biraz daha seçicidir: Cerrahi uygunluk için 40’ın üzerindeki VKİ’ne ek olarak en az bir obezite komplikasyonun varlığı gerekmektedir.

Diğer yandan gebelik, uyuşturucu ve yüksek miktarda alkol kullanımı, tedavi edilememiş yeme bozukluğu ve diğer psikiyatrik /bilişsel sorunlar, ileri kanser varlığı gibi bazı durumlarda Obezite Cerrahisi yapılması uygun değildir.

Ayrıca kişinin fiziksel ve zihinsel olarak ameliyat için uygun olduğundan emin olmak için ayrıntılı uzman muayeneleri ve geniş kan tahlilleri, ultrasonografik görüntülemeler,  gastroskopinin de içinde bulunduğu laboratuvar / radyolojik incelemelerin yapılması gerekmektedir.

Bazı durumlarda ameliyat sürecini daha konforlu ve güvenli hale getirmek için hastalardan ameliyat öncesi sıkı bir diyet yapması istenebilir. Bu diyetin düzgün uygulanması, ameliyat sonrası uyum sorununu da en az indirebilir.

AMELİYAT SÜRECİ

Obezite Cerrahisinde uygulanan yöntemler nelerdir?

Teknikleri farklılık gösterse de obeziteye yönelik tüm cerrahi girişimler sindirim sisteminin (genelde mide ve bazen de ince bağırsağın) anatomi ve fonksiyonlarını değiştirmeye odaklanmıştır.

 

Başlıca Yöntemler

  • Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Nispeten basit bir teknik kullanıldığı ve daha az komplikasyon oranlarına sahip olduğu için en sık uygulanan / en popüler bariatrik cerrahi yöntemidir. Sleeve Gastrektomi işleminde midenin yaklaşık %80’lik kısmı çıkarılır ve geride tüp / boru şeklinde bir mide parçası bırakılır. Azalan mide hacmi (yaklaşık 100-150 ml) alınabilecek besin miktarı azaltır ve kişinin daha çabuk tok hissetmesini sağlar. Ek olarak mide dokusundan salgılanan açlık hormonun azalması da metabolik dengenin kan-glukoz dengesinin sağlanmasında etkili olmaktadır.

Minimal invaziv yöntemle (laparoskopik, birkaç adet küçük kesiden girilerek)  ve genel anestezi altında yapılır. Yaklaşık 2-3 saat süren bu işlemin iyileşme süreci de çok kısadır.

Bununla birlikte mide küçültme işleminin geri dönüşsüz olması önemli bir dezavantaj olarak kabul edilmektedir. Ayrıca midenin genişleme potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda yeme alışkanlığını değiştirmeyen kişilerde kilo verme hızı yıllar içinde azalabilir.

  • Mide By-Pass Ameliyatı (Roux-en-Y Gastric Bypass)

Midenin üst kısmı ile oluşturulan yeni mide cebi ve farklı iki bölüme ayrılmış ince barsak arasında bir “kısa yol” oluşturulup, besinlerin normal yol yerine bu yolu kullanmasının sağlandığı tekniktir.

Oluşan barsak yapısının Y harfine benzemesi nedeniyle Fransızca kökenli “Roux–en–Y” Gastric Bypass olarak da isimlendirilir.

Bu teknikle alınan yiyecekler midenin alt kesimlerini kat etmeden “kısa yolu” kullanarak uzunluğu azaltılmış olan ince barsağın ileri segmentine direkt geçiş yapar.  Tek başına mide küçültülmesi ameliyatları ile kıyaslandığında hem mide hacmini azalttığı hem de ince barsak emilim mesafesini daralttığı için daha etkili bir yöntemdir. Obezite ile ilişkili ek hastalıkların ve Tip 2 diyabetin kontrolü bu yöntem ile daha iyi sağlanır. Ancak Tüp Mide / Sleeve Gastrektomi tekniğinde görülmeyen ince barsak komplikasyonlarının görülme riski bulunmaktadır ve hastane kalış süresi bir biraz daha uzundur. Ayrıca hastalarda vitamin ve mikroelement eksiklikleri sık görüldüğü için rutin sağlık kontrolü ve mineral/vitamin takviyesi gereklidir.

  • Duodenal Switch ile Biliopankreatik Diversiyon

Duedonal Switch ameliyatı ana hatları ile yukarıda anlatılan Tüp Mide ve Gastric Bypass ameliyatlarının kombine edildiği daha detaylı bir ameliyat olarak tanımlanabilir. Ameliyat sırasında ince bağırsağın en son bölümü, cerrahi olarak küçültülmüş midenin kılıfına dikilir. Böylece gıdalar mideden diğer barsak bölümlerini atlayarak direkt olarak ince barsağın en son kısmına gelir ve emilim sadece bu kısa bir barsak segmentinde gerçekleştirilir. Dolayısıyla eskisinden çok daha az kalorinin emilmesi sağlanmış olur.

Kalıcı kilo verme, ek hastalıklarda azalma, Tip 2 diyabetin kontrolünde oldukça etkili olmasına karşın erken ve geç dönem komplikasyon oranlarının yüksek olması nedeniyle daha az uygulan bir cerrahi tekniktir.

Özellikle VKİ 50 üzerinde olan süper obez kişilerde ve daha önce Obezite Cerrahisi geçiren ancak tekrar kilo almaya başlayan hastalarda tercih edilmektedir.

  • Mide Balonu- Gastrik Balon

Mide içine yerleştirilen ve steril sıvı ile şişirilen medikal bir balon hacim etkisi ile midenin önemli bir kısmını doldurur ve doygunluk hissi oluşturur. Cerrahi işlem gerektirmeyen bu basit yöntem ile fazla kiloların yaklaşık %20’sinin kaybedilmesi hedeflenir. Yaklaşık 6 aylık bir kullanım sonrası çıkartılması gerekir. Avantaj ve dezavantajları: Ameliyat sonrası mide bulantısı ve kusma, takılan cismin karşı gelişebilen yabancı cisim reaksiyonlar tekniğin dezavantajlarıdır. Ancak mide barsak anatomisinin bozulmaması sayesinde işlemin reversibl olması ve besin emilimini etkilememesi nedeniyle vitamin ve mineral eksikliklerinin görülmemesi tekniğin önemli avantajlarıdır.

 

Hangi yöntemin kullanılacağına nasıl karar verilir?

Bariatrik Cerrah liderliğindeki medikal ekip, hastanın VKİ, klinik ve metabolik durumu, hedeflenen kilo azalması ve hastasının tercihleri gibi faktörleri dikkate alarak en uygun zayıflama yöntemine karar verir.

 

AMELİYAT SONRASI SÜREÇ
Sık sorulan sorular:
  • Ameliyat sonrası ağrı, sancı, kesi izi olur mu?

Normal şartlar altında tüm obezite ameliyatları laparoskopik olarak gerçekleştirilir. Bu da postoperatif dönemin olabildiğince ağrısız geçmesine ve ameliyat izlerinin çok ufak olmasını sağlar.

  • İyileşme süreci ve günlük yaşantıya dönüş ne kadar sürer?

Genelde hastaneden taburculuk bir iki gün içinde olur ve birkaç hafta içinde de çalışma hayatına dönülebilir. Ancak 6 haftaya kadar yorucu faaliyetlerden kaçınmak gerekir. İlk yıl düzenli yapılacak sağlık kontrolleri özellikle beslenme eksikliklerinin takibi için önemlidir.

  • Ameliyat sonrası beslenme egzersiz nasıl olmalıdır?

Medikal ekip tarafından uygun görülen ve bazı durumlarda ameliyat öncesi başlayan diyet düzenlemeleri ameliyat sonrası da devam eder. Normal diyete geçiş bazı vakalarda 2 ayı bulabilir. Ayrıca hekimler tarafından uygun görülen egzersizler obezite cerrahisi sonrası mutlaka bir program dâhilinde düzenli olarak yapılmalıdır.

  • Ameliyatlar ile ne kadar kilo verilebilir? Tekrar kilo alınır mı?

Ameliyat sonrası fazla kiloların 12-18 ay içinde yaklaşık yarısının verilmesi ve ulaşılan bu kilonun korunması önemli bir başarı hedefidir. Obezite ameliyatlarının neredeyse tamamında bu hedefe ulaşılır. Bazı vakalarda kaybedilen fazla kilo oranı %80’lere çıkabilmektedir.  

Planlanmış günlük yaşam aktivitelerine ve diyet / egzersiz programlarına uyum bu ulaşılan kiloda sabit kalınmasında önemlidir. Yetersiz egzersiz ve uygunsuz beslenme programları, yeme alışkanlıkları sonucu tüp mide ameliyatları başta olmak üzere tüm cerrahi işlemlerde, 2.yıldan itibaren yavaş yavaş kilo artışı riski bulunmaktadır

  • Tekrardan ameliyat olma ihtimali var mı?

Obezite Cerrahisi sonrası tekrar kilo alınması durumunda Revizyon Obezite Cerrahilerinin yapılması gerekebilir. Ancak egzersiz ve diyet programına uyan hastalarda bu ihtimal çok düşüktür.  

Ayrıca hızlı kilo kaybetmenin önemli komplikasyonlarından biri olan cilt dokularında sarkma varlığında cerrahiden 2 yıl sonra bu dokuların rekonstrüksiyonu için bir uzmana başvurmanız gerekebilir.

 

>



Ekleme Tarihi: 17.04.2023
Güncelleme Tarihi: 17.04.2023
Facebook icon Twitter icon Linkedin icon Whatsapp icon
Yukarı