Varis Nedir? Neden Olur? Belirtileri ve Tedavisi
14 Temmuz 2022
Varis Nedir?
Varis, toplardamarlarda meydana gelen anormal genişlemeler ve bu damarların duvarlarının zayıflaması sonucu oluşan bir damar hastalığıdır. Bu durum, genellikle bacaklarda ortaya çıkar ve damarların yüzeyine yakın bölgelerinde mavi veya mor renkli şişkinlikler şeklinde gözlemlenir. Varis, toplardamar içindeki kan basıncının artmasıyla gelişir.
Varis, toplardamarlardaki kapakçıkların işlevsizleşmesi veya hasar görmesi sonucu meydana gelir. Normal şartlarda bu kapakçıklar, kanın tek yönlü hareketini sağlar, yani kalpten dışarıya doğru pompalanmasına izin verirken, geriye doğru kaçmasını engeller. Ancak kapakçıkların yetersiz çalışması durumunda, kan geriye doğru hareket ederek damarların genişlemesine ve kıvrımlı hale gelmesine yani varise sebep olur.
Varisler, çoğu insan için kozmetik bir problem olmasına rağmen, bazı kişilerde ağrı, ağırlık hissi, kaşıntı gibi şikâyetlere neden olabilir.
Varis Neden Olur?
Varis oluşumunun temel nedeni, toplardamar içindeki kan basıncının yükselmesidir. Bu durum genellikle toplardamarlardaki kapakçıkların yetersiz veya hasar görmüş olmasından kaynaklanır.
Toplardamarlardaki kapakçıklar, kanın bacaklardan kalbe doğru hareket etmesine yardımcı olur. Eğer bu kapakçıklar düzgün çalışmaz veya hasar görürse, kan geriye doğru kaçarak bacaklarda birikir. Bu durum da toplardamarların genişlemesine, kıvrılmasına ve bükümlü hale gelmesine yani varis oluşmasına yol açar.
Varis oluşumunu etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar;
- İleri yaş
- Hamilelik
- Obezite
- Uzun süre ayakta kalmak veya oturmak
- Genetik faktörler
- Kadın cinsiyet
- Doğum kontrol hapları
- Hormon tedavileri
- Liften fakir diyetler
- Sigara
Varis Belirtileri Nelerdir?
Hastaların başlıca yakınmaları şunlardır;
- Bacaklarda ağrı ve ağırlık hissi
- Bacaklarda uyuşma ve karıncalanma hissi
- Bacaklarda sürekli yorgunluk hissi
- Varis bölgelerinde kaşıntı
- Geceleri bacak kaslarında kramp
- Bacaklarda, özellikle ayak bileği bölgesinde şişlik
- Varis bölgelerinde cilt renginde koyulaşma ve deri kalınlaşması
- Bacaklarda mavi veya mor renkte şişmiş damarlar
Varis Evreleri Nelerdir?
Varis evreleme sistemi, varisin şiddetini değerlendirmek ve tedavi planlamasında yol gösterici olmak için kullanılır. Her evrede farklı tedavi yaklaşımları uygulanabilir. Genellikle C0'dan C6'ya kadar sıralanır.
Varis evreleri şunlardır:
C0 - Belirgin Belirti ve Bulgusu Yok: Hiçbir belirti veya fiziksel bulgu gözlemlenmemiştir.
C1 - Örümcek Damarlar (Telenjiektaziler) veya Reticular Varisler: Deri yüzeyinde mavi, kırmızı veya mor renkli ince damarlar görülür.
C2 - Variköz Damarlar: Damarlar belirgin hale gelir. Toplardamarlar bükülü ve şişmiş olarak görülür.
C3 - Ödem (Şişlik): Cilt lezyonları olmadan ayak bileği ve çevresinde ödem (şişlik) görülür.
C4 - Deri Değişiklikleri (Lipodermatoskleroz): Deri renginde değişiklikler olur, ciltte incelmeler ve koyulaşmalar meydana gelir.
C5 - Helezoni Varisler: Cilt üstünde kalın, kabarık, kıvrımlı damarlar belirgindir.
C6 - Varisli Ülserler: Kronik venöz yetersizlik nedeniyle cilt yüzeyinde açık yaralar veya ülserler meydana gelir.
Varis Çeşitleri Nelerdir?
Varisler; telenjiektazi, retiküler varisler ve toplardamar varisleri olarak üçe ayrılır.
Telenjiektazi (Kılcal Damar Varisleri): En küçük toplardamarlar olan kılcal damarların genişlemesiyle oluşur. Genellikle mavi, kırmızı veya mor renkte görülürler. Deri yüzeyine yakın bir ağ şeklinde görünürler.
Retiküler Varisler (Orta Boy Varisler): Daha büyük olan bu varisler, telenjiektazi varislerini besler ve bir ağ benzeri şekilde deri altında yayılırlar. Daha belirgin bir mavi veya mor renge sahip olabilirler.
Toplardamar Varisleri (Büyük Varisler): Daha büyük toplardamarların genişlemesiyle meydana gelir. Daha belirgin bir kabarık yapıya sahiptirler ve bacakta kıvrımlar oluşturabilirler.
Varis Oluşumu Nasıl Engellenir?
- Düzenli egzersiz (Yürüyüş, bisiklet sürme veya yüzme gibi düşük etkili aerobik egzersizler)
- Sağlıklı beslenme alışkanlıkları
- İdeal kilo aralığını koruma
- Uzun süre ayakta kalmak veya uzun süre oturmaktan kaçınmak
- Topuklu ayakkabılardan mümkün oldukça kaçınmak ve düz tabanlı ayakkabılar tercih etmek
- Uzun süre ayakta durduktan sonra ayakları yükselterek dinlenmek
- Kan dolaşımını artıran aktiviteler (Yüzme gibi su sporları)
- Çok sıkı ve dar kıyafetlerden kaçınmak
- Varis çorapları
Varis Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Varis tanısı genellikle doktor tarafından yapılan fizik muayene sonucu konur. Fakat bacaklardaki varislerin kesin tanısını koymak ve tedavi yöntemini belirlemek için Doppler inceleme yapılır. Renkli Doppler ultrasonografi, toplardamarların yapısını, oluşan pıhtıları, kapakçıklardaki bozuklukları ve kaçakları tespit etmede oldukça etkilidir.
Nadir durumlarda, varis tanısını belirlemek için bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve venografi gibi diğer yöntemlere başvurulabilir. Varis tedavisinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için tanı sürecinin büyük önemi vardır. Çünkü sadece varisin tespit edilmesi değil, aynı zamanda hangi tedavi yönteminin uygulanacağına da tanı sürecinde karar verilmektedir.
Varis Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Girişimsel Yöntemler
-
Transdermal Lazer Tedavisi
Transdermal lazer tedavisi, varislerin estetik tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi, cilt yüzeyinden lazer cihazı aracılığıyla ısı enerjisinin uygulanması prensibine dayanır.
Lazer ışınları, ciltten gönderilerek kılcal damarlara ulaştırılır. Cilt yüzeyindeki kılcal damar varisleri, lazer ışınlarının ısısıyla tahrip edilir, damarlar kapanır ve görünmez hale gelir. Yani, bu yöntemde lazer ışını ile ciltteki kılcal varisler yakılır.
Tedavi, genellikle bir dizi seans şeklinde gerçekleşir. Seans sayısı, tedavi edilecek bölgenin büyüklüğüne bağlı olarak değişebilse de, çoğu durumda ortalama 2 ila 3 seans yeterli olur.
İşlem süresi genellikle 30 ila 45 dakika arasında değişir ve hastalar işlemin ardından günlük yaşamlarına normal şekilde devam edebilirler.
Transdermal lazer tedavisi, özellikle ince ve küçük varislerin tedavisinde oldukça etkilidir. Başarılı sonuçlar genellikle kılcal damarların çapına, cilde yakınlık derecesine ve cildin kalınlığına bağlıdır. Ayrıca hastanın cilt tipi ve tedavide kullanılan lazerin enerjisi de başarının belirlenmesinde önemlidir.
Skleroterapi, varislerin veya kılcal damar şeklindeki varislerin tedavisi için damar içine özel bir solüsyon enjekte edilmesi işlemidir. Bu işlem, ince iğnelerle damar içine girilerek gerçekleştirilir ve genellikle hafif bir acı hissi oluşturabilir. Anestezi veya cerrahi bir kesi gerektirmez. Skleroterapi, toplardamarların iç yüzeyindeki hücre tabakasını tahriş ederek iltihabi bir reaksiyon başlatarak damarın kapanmasını sağlar.
Hazırlık aşamasında, genellikle venöz renkli Doppler ultrasonografi yapılır. Bu inceleme, varislerin kaynağını ve toplardamarların durumunu değerlendirmek için önemlidir. Skleroterapi için gerekli iğneler, enjektörler, kullanılacak ilaçlar ve bandajlar hazırlanır.
Uygulama sırasında, toplardamarların büyüklüğüne göre belirlenen dozda özel solüsyonlar kullanılır. İşlem sonrasında bölge bandajla kapatılır ve bir süre varis çorabı giyilmesi önerilir. Her seans genellikle 20-40 dakika sürer ve 2-4 seans arasında en iyi sonuçlar alınır. Eğer çok sayıda kılcal damar varisi bulunuyorsa, 15-20 kez ilaç enjeksiyonu gerekebilir. Hastalar işlem sonrasında günlük aktivitelerine hemen dönebilirler.
Skleroterapinin başlıca yan etkisi, iğne yapılan bölgede ilacın veya kanın damar dışına kaçması sonucunda oluşan başlangıçta ağrılı kızarıklık ve daha sonra koyuluk şeklinde renk değişikliğidir. Renk değişikliklerinin kaybolması zaman alabilir. Damar içinde pıhtı oluşması da bir diğer olası yan etkidir. Bu pıhtı zamanla kaybolabilir, ancak rahatsızlık haftalarca sürebilir. Genelde bu süreçte krem uygulaması ve varis çorabı da tedaviye eklenir.
Skleroterapi sonrasında hastaların şikayetlerinde ve görünümlerinde genellikle %50-80 düzelme elde edilir. Tam etkinliğin görülmesi için haftalar sürebilir.
-
Damar İçi Köpük Skleroterapisi
Bu yöntemde, özel bir köpük formundaki sklerozan madde, ince bir iğne yardımıyla varisli damarın içine enjekte edilir.
İşlemin adı "köpük skleroterapi" olmasının nedeni, sklerozan maddenin damar içinde mikro köpük halinde yayılmasıdır. Bu köpük, damarın iç yüzeyini tahrip ederek damarı kapatır ve zamanla vücut tarafından emilir.
Hasta genellikle ayakta dururken veya otururken işlem yapılır. İnce bir iğne aracılığıyla sklerozan madde damar içine enjekte edilir. Bu sıvının köpük haline gelmesi için hava veya karbon dioksit eklenir. Köpük, damarın içinde yayılarak hedeflenen bölgeyi kapatır. İşlem sonrasında damar üzerine hafif bir baskı uygulanarak kanamanın engellenmesi sağlanır. Genellikle bir süre boyunca hasta yürümesi istenir.
Hastalar işlemden hemen sonra günlük aktivitelerine dönebilir. Birden fazla seans gerekebilir ve seanslar genellikle birkaç hafta arayla yapılır.
Damar İçi Köpük Skleroterapisi, özellikle kılcal damar varislerinin tedavisinde oldukça etkilidir. Ayrıca büyük damarlarda da uygulanabilir, ancak bu durumda sklerozan maddenin konsantrasyonu değiştirilerek uygulanır.
Buhar ablasyonunda, ultrason rehberliğinde damara ulaşılır ve son derece ince bir kateter, ablasyon yapılacak damara yerleştirilir. Bu kateterin yan deliklerinden 120 derece sıcaklıkta buhar, damar duvarına verilir.
Cerrahi Yöntemler
Bu yöntemde hastanın bacağındaki ana yüzeysel toplardamar (büyük damar) çıkarılır. İşlem, genel anestezi ile yapılır.
İşlem sırasında, kasık veya ayak bileği gibi bölgelerden küçük kesiler yapılır. Bu kesiler aracılığıyla varisli damarın uçlarına ulaşılır ve çıkarılır. Ayrıca, gerekiyorsa bacakta bulunan genişlemiş yan dallar da (pakeler) 2-3 mm'lik ayrı kesilerle temizlenir.
Stripping, uzun yıllardır uygulanan klasik bir cerrahi tedavi yöntemidir. Ancak bu yöntemin dezavantajları arasında uzun iyileşme süresi, ameliyat sonrası ağrı ve olası komplikasyonlar bulunmaktadır.
-
Damar İçi Termal Ablasyon
Bu yöntemde, genellikle lokal anestezi altında, cilt yoluyla bir kateter damar içine yerleştirilir. Kateter aracılığıyla yüksek ısıda enerji iletimi gerçekleştirilir.
İki yaygın damar içi termal ablasyon yöntemi vardır:
Lazer Yöntemi:
- Kateterin ucundaki lazer fiberi, varisli damarın içine yerleştirilir.
- Lazer enerjisi, damarın iç yüzeyini yakarak kapatır.
- Bu işlem sonucunda, varisli damarın içerisinde kan dolaşımı durur ve damar zamanla vücut tarafından emilir.
Radyofrekans Yöntemi:
- Kateterin ucundaki elektrot, varisli damarın içine yerleştirilir.
- Elektrot, yüksek frekansta radyo dalgaları göndererek damarın ısınmasını sağlar.
- Isı, damarın iç yüzeyini yakarak kapatır ve damar zamanla vücut tarafından emilir.
Her iki yöntem de benzer prensiplere dayanır ve sonuç olarak varisli damarın kapanmasını hedefler. Bu yöntemler lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hasta genellikle aynı gün taburcu olabilir. İşlem sonrasında hafif ağrı, şişlik ve morarma gibi geçici yan etkiler görülebilir.
Damar içi termal ablasyon, geleneksel cerrahi yöntemlere göre daha az invazivdir ve daha hızlı bir iyileşme süreci sunar. Bu nedenle, günümüzde varis tedavisinde sıkça tercih edilen bir tekniktir.
Detaylı bilgi için Kalp ve Damar Cerrahisi kliniğinden destek alabilirsiniz.
Ekleme Tarihi:
14.07.2022
Güncelleme Tarihi:
14.07.2022
Emsey Tıbbı Yayın Kurulu Tarafından Hazırlanmıştır